Daha yaşanabilir bir dünya için odağına “toplumsal faydayı” alarak KSS’lere imza atan markalar bu yolla hem itibarını hem de satışını artırmayı hedefliyor. Ancak BAREM’in Global Kurumsal Sosyal Sorumluluk araştırması, KSS’lerin satın alma üzerindeki etkisinin değiştiğini gösteriyor… Peki, son dönemde sayıca artan KSS’ler satışları nasıl etkiliyor? Tüketiciler, KSS’lerin samimiyetine ne kadar inanıyor? Yeni dönemin yeni nesil KSS stratejileri nasıl şekilleniyor?
Şirketlerin ürün ve hizmetlerinin yanı sıra sundukları iş ve fırsatları, yarattıkları çalışma koşulları ve elbette insan hakları ve çevreye karşı hassasiyetleri de satın alma kriterleri arasında önemli yer tutuyor. BAREM’in global ortağı WIN International ile 36 ülkeden 29 bin 269 kişinin görüşlerini ve inançlarını ortaya koyan kurumsal sosyal sorumluluk anketinin verileri ise KSS’lerin satın alma üzerindeki etkisinin azaldığını ortaya koyuyor. Bu durumun temel sebebi ise tüketicinin kurumsal sosyal sorumluk karşında “Olması gerekene alkış tutulmaz” diyen bir duruş sergilemesi oluyor… Yani tüketici artık, şirketlerin dünyaya ve topluma faydalı olmasını “zorunluluk” olarak tanımlıyor…
Yazının devamını okumak için tıklayınız.